20-26 Haziran İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası, her yıl olduğu gibi Taksim’de yapılacak yürüyüşle başlayacaktı; ancak yürüyüş, İstanbul Valiliği’nin yasağı ve polis müdahalesiyle karşılaşmıştı. Engellemelere rağmen 24’üncü İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın en büyük etkinliklerinden biri “Seks İşçileri” başlıklı panel oldu. Trans ve erkek seks işçilerinin konuşmacı olarak katıldığı panel, 22 Haziran’da Cezayir Toplantı Salonu’nda pek çok kişiyi bir araya getirdi.
Öznur Uşaklılar
Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin katkısıyla düzenlenen panelde, konuşmacılar seks işçiliği hakkındaki deneyimlerini paylaştı. Türkiye’de trans ve erkek seks işçisi olmanın, devletin uyguladığı politikaların ve LGBTİ odaklı haberlerin tartışıldığı panel, LGBTİ+ temelli bir parti kurularak LGBTİ’lerin kendi haklarını savunabilecekleri fikriyle sonlandı.
Kayıtsız, güvensiz seks işçiliği
Geçmişte devlet tarafından kapatılması gündeme gelen genelevlerin seks işçiliğine güvenlik getirdiğini belirten işçiler, genelevlerin kapatılması durumunda işçiliğin kayıt dışı devam edeceğini söyledi. “Kayıt dışılık denetimsizliği getireceğinden seks işçileri güvencesiz koşullarda çalışmaya mecbur bırakılıyor” diyerek, devletin seks işçileri ve genelevler üzerindeki baskısını kaldırmasını talep etti.
Seks işçiliğinin görünmeyenleri: Erkek seks işçileri
Trans seks işçilerinin yanı sıra panelde erkek seks işçilerinin sorunları da konuşuldu. Erkek seks işçiliği hakkındaki deneyimlerini paylaşan Alper, erkek seks işçilerinin trans seks işçilerine kıyasla daha az görünür olduklarını söyledi. Erkekleri de seks işçiliği konusunda seslerini çıkarmaya çağırdı.
“Ücretsiz sağlık hizmeti seks işçilerinin de hakkı”
Panelde, Dr. Gökhan Yıldırımkaya Türkiye’deki seks işçilerinin sağlık durumları hakkında konuştu. Yıldırımkaya, seks işçilerinin sağlık hizmetlerinden yeterli derecede yararlanamamalarını, seks işçilerinin sağlık sorunlarının iş güvenliği kapsamına alınmamasına bağladı. Konuşmacılardan Reyhan, kendi deneyimlerinden yola çıkarak trans seks işçilerinin devlet hastanelerinde yeterli hizmet alamadıklarını anlattı.
“İnsan hakları ihlallerinin en yoğun görüldüğü alanlardan biri”
Uluslararası Af Örgütü de panele destek veren kuruluşlardan biriydi. Örgüt adına katılan Begüm Başdaş, seks işçiliğinin insan hakları ihlallerine maruz bırakılan alanlardan biri olduğunu belirtti. Örgüt’ün LGBTİ haklarına destek vermesi nedeniyle basında hedef gösterildiğini söyleyen Başdaş, seks işçiliğinin suç olmaktan çıkarılması konusunda çalışmaya devam edeceklerini ekledi.
“İktidar söylemleri medya tarafından meşrulaştırılıyor”
Panel konularından biri de seks işçilerinin medyada nasıl temsil edildiğiydi. Medyayı devletin söylemlerini aktaran bir kaynak olarak tanımlayan Özge Gökpınar, konuşmasında medyanın kullandığı dilin LGBTİ’leri kriminalize ettiğini belirtti. Haberlerde kullanılan görsellerin ve kelime seçimlerinin nefret söylemini yeniden ürettiğini, böylece şiddeti ve ötekileştirmeyi meşrulaştırdığını söyledi.
“Ancak LGBTİ temelli bir parti haklarımızı savunabilir”
Partili bir direnişin sorunlara hak temelli bir çözüm getireceğini vurgulayan işçiler, devleti seks işçileriyle mücadele etmek yerine seks işçilerine uygulanan eşitsizlikleri ortadan kaldırmaya davet etti. Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’ üyeleri, şu an Türkiye’de LGBTİ’lerin haklarını tam olarak savunan bir parti olmadığını; LGBTİ’lerin haklarını yine LGBTİ’lerin savunabileceğini, diğer partilerinse ancak destekçi olabileceklerini söyledi. “Seks işçilerini kurtarma politikaları”nın artık hak odaklı politikalara dönüşmesi gerektiği, panelde vurgulanan konulardan biriydi.
